Giriş
Bölüm 1:
Elektrik Evren nedir? (Ana Kaynak)
Sıradan bir astronomi kitabı açın ve galaksiler, yıldızlar ve gezegenler hakkında görüşlerine bakın. Size kütleçekim kuvvetinin tek başına tüm evreni yönettiğini anlatacaktır.Hepimiz elektriğin lambalarımıza güç verdiğini, bilgisayarlarımızı çalıştırdığını ve hayranlık verici yıldırımlar oluşturduğunu biliyoruz. Fakat yüzyıllardır astronomlar gezegenlerarası, yıldızlararası ve galaksilerarası mesafelerde sadece kütleçekimin gerçek işi yapabileceğine inandı. Sadece kütleçekim gaz bulutlarını bir araya getirip bir yıldıza ya da bir gezegene dönüştürebilirdi. Sadece kütleçekim galaksileri ve galaksi kümelerini oluşturabilirdi.
İşte Elektrik Evren bu kütleçekim merkezli evren görüşüne meydan okuyor.
Yeryüzü
sakinleri için yıldırım, alışıldık bir olaydır. Ama sadece son zamanlarda,
Credit: NOAA
Photo Library, NOAA Central Library; OAR/ERL/National
"Yıldırım elektriktir, kaynak arkı gibi. Kuzey Işıkları elektrikdir, neon tabelaları gibi. Güneşli bir gün elektriktir (Işığı oluşturan fotonlar ayrıca elektromanyetik kuvvet'in kuvvet taşıyıcısıdır). Elektrik alanında çalışıyoruzve yaşıyoruz. Bunu düşünmüyoruz çünkü orada sadece yerçekimi olduğunu düşünmeye alışkınız. Uzay sondaları; kuyruklu yıldızlarda, gezegenlerde, yıldızlarda ve galaksilerde elektriksel özellikler buldu. Radyo teleskopları yıldızları ve galaksileri birbirine bağlayan elektriksel özellikler buldu. Elektrik Evren, evrendeki tüm elektriği düşünmeye başlamanın bir yoludur." ~ Mel Acheson, Katkı Editörü, Thunderbolts Günün Resmi
Kütleçekimin
yerini almasa da, Elektrik Evren hareket halindeki yüklü parçacıklara önemli
bir rol verir. Yüklü parçacıklar tüm uzayı elektriksel iletken plazma halinde
doldurur. (Evrenin %99'unu plazma oluşturmaktadır). Plazma, gaz gibi davranmaz.
Güneş Plazmadır. Yıldızlar plazmadır. Galaksiler plazmadır. Yıldızlar ve
galaksiler arasındaki manyetik ve madde yayan filamentler plazmadır. Daha önce
hayal ettiğimiz izole adalar yok. Elektromanyetizma ağı; gezegenleri, uyduları,
yıldızları ve galaksileri birbirine bağlıyor.
Yüklü parçacıkların hareketi bir elektrik akımıdır. Bu akımlar her tarafa yayılan manyetik alanlara ve yüksek enerjili elektrik olaylarına yol açar. Patlayan yıldızlara ve galaksi çekirdeklerinden fışkıran jet ışınlarına güç verirler.Modern teleskoplar bu olayları yüksek çözünürlükte ve tüm elektromanyetik spektrumda gösterebilliyor. Beklenmedik şekilde, bu ayrıntılı yapılar hayatımıza radyo, infrared, ultraviyole ve x-ray dalgaları olarak girdi. Uzay çağının bu süprizleri, evrenin nasıl işlediği hakkındaki ana akım teorileri gözden geçirmeye davet ediyor.
EE,(elektrik
evren) büyüyen bir olgu ve teorik yorumdur. Kozmosa yeni bir bakış açısıdır.
Gerçek bilimsel içerik öncelikle uzay gözlemleri ve laboratuvar deneylerinden
gelir. Fakat, kütleçekim merkezli görüşlerin çoğu matematiğe dayanmaktadır.
Yerçekiminin matematiksel olarak modellenmesi nispeten kolaydır. Ancak uzayda
elektrik, elektrik akımları ve manyetik alanların karmaşık etkileşimi nedeniyle
çok farklı bir konudur. Matematik, doğrudan gözlemler ve deneysel analojiler
kadar elektrik evrende etkili olmayacak. Bkz. Common Misconceptions 3, “Where’s the Math?”
Credit: ESO-operated Atacama Pathfinder Experiment (APEX) in Chile.
Bu
sayfalarda bahsedilen sadece bir teori değil, yeni bir paradigmadır. Her ölçüde
elektrik kuvveti hayati bir rol oynuyor. Etkileri, atomaltı parçacıkların en
ince etkileşimlerinden galaktik kümelerin muazzam hizalanmasına kadar değişir.
Kişisel araştırmanıza küçük ölçeklerde ya da aradaki herhangi bir yerde
başlayabilirsiniz. Ve nereden başlarsanız başlayın, bugünün bilimsel
keşiflerinden kaçının bu yeni evren görüşünü desteklediğine şaşıracaksınız.
Gözlemlenebilir
evren yüklü parçacıkların tiyatrosudur. Elektron ve protonların dansı onu bir
arada tutar. Ritimlerini ve geometrilerini mikroskobik detaylarda görüyoruz,
müziği kozmosta çalınırken: elektrik kuvvetiyle birleştirilen atomlar ve
moleküller; aynı kuvvet tarafından düzenlenen ve enerjilenen yıldızlar ve
galaksiler; ve küçük Dünya gezegenimizde, yaşam elektriğiyle canlanan canlı
organizmalar. Boş alan yok. Şimdi gördüğümüz her şey yüklü parçacıkların
evrensel dansı ile bağlantılıdır.
~David Talbott, The Thunderbolts Project
EK KAYNAKLAR:
Essential Guide to the Electric Universe – Introduction
The Electric Universe by Wallace Thornhill and David
Talbott — Chapter 1
Thunderbolts of the Gods by David Talbott and Wallace
Thornhill — Chapter 1
Dr. Michael Clarage: Our Universe — It’s Electric!
| EU2013
Common Misconception 3 — “Where’s the Math?”
OKUYUCU YORUMLARI (https://www.thunderbolts.info'nun okuyucuları)
(Not:Elektrik evren derken aynı zamanda thunderbolts projesinden
bahsediyorlar.)
Beni EE'ye çeken şey, evrenin işleyişini açıklarken maddenin elektriksel
özelliklerinide dikkate almasıdır.
~ Franklin Anariba, PhD., Singapur Teknoloji ve Tasarım Üniversitesi
Elektrik Evren, elektriğin beyninize güç veren elektrikten ortalama yıldırımın
ölümcül deşarjlarına, auroraların güzelliğine, görünür evrenin % 99.999'unu
oluşturan elektrikli plazmaya kadar etrafımızdaki her şeyi nasıl etkilediğini
araştırıyor. EE, elektriğin evrende genellikle inanılandan daha önemli bir rol
oynadığını ve hem uzmanlar hem de amatörler tarafından bilim ile test
edilebileceğini göstermektedir.
~ Ian Tresman, www.plasma-universe.com
Elektrik Evren hakkında araştırma yapmak, farklı bir çift gözlük takmak ve
tanıdık şeylere tamamen farklı bir şekilde bakmak gibidir. Bilindik şeylerin farklı
görünmesinin nedeni, EE'nin güçlü elektromanyetik kuvvetleri dikkate almasıdır.
Dünyanın yüzeyinde yaşayan bu elektromanyetik kuvvetlerin çok azını fark
ediyoruz, sadece yerçekiminin bizi aşağı çektiğini hissediyoruz, ama uzayda bir
yüklü parçacık olarak tüm çevrenizi kaplayan itici ve çekici kuvvetlere maruz
kaldığınız düşünsenize! Ne yolculuk ama!
~ Gerard Bik, Hollanda
EE; elektrik mühendisliği, plazma fiziği, kimya, biyoloji ve jeoloji üzerine
kurulmuş kapsamlı, disiplinlerarası bir modeldir. Ancak onu gerçekten benzersiz
kılan şey, arkeolojiden dünya mitolojisine kadar geniş kapsamlı
çalışmalarda bulunan insan ve gezegen tarihine vurgu yapmasıdır.
~ Evan Camp, 8. sınıf fen bilgisi öğretmeni ve EU2013 konuşmacısı
Meraklı zihinlerin bilimin kaçırmış olabileceği veya yanlış anlayabileceği şeyler araması doğaldır. Keşif; insanın hayal gücüne ilham verir, bizlerin ve dünyanın vizyonunu genişletir. Meraklı zihinler, keşfe açıktır, eleştirel düşünmeye ve yeniliklere en yatkın olan zihinlerdir.Onlar yarının bilimindeki ilerlemelerinin garantörüdür.
Image credit: DOE-Princeton Plasma Physics Lab; Peter Ginter. From the Essential Guide to the Electric Universe, Chapter 3.
Daha büyük sosyal eğilimin aksine, Elektrik Evrene yeni gelenler coşku ve şaşkınlıkla karşılık veriyorlar. Evrenin olağan resminin, okulda öğrendikleri resmin, halkın reklamını yaptığı “yerleşik bilim”'den çok uzak olduğunu keşfediyorlar. Bu sinir bozucu bir keşif değil, merak ve bilimsel ilerlemenin yakıtıdır.
Uzay Çağının büyük süprizleri, araştırmanın yeni sınırlarına işaret ediyor. Bilim artık izole alt dallara ayrılmayacak. Her alandan uzmanlar, teorik varsayımları yeniden değerlendirmeye davet ediliyor. Yeni ve daha disiplinlerarası bir bilim dili ortaya çıkıyor.
Bugün, bilimin geleceği ve güvenilirliği için hiçbir şey önceki teorinin kütleçekimine dayalı evreninden kurtulmaktan daha önemli değildir. Bu yanlış varsayım sadece zeki ve samimi soruşturmacıların bariz olanı görmelerini engellemekle kalmamış, aynı zamanda yıllardır bilimlere ilham verebilecek olasılıklara kayıtsızlık getirmiştir.
~David Talbott and Wallace Thornhill, Thunderbolts of the Gods
Ünlü Big
Bang'in sadece bir matematikçinin tahmini olması mümkün mü? Evrenin büyük resmi
ne kadar doğru? 20. yüzyılda bilim, evreni yönlendiren kuvvetler hakkında
yanlış fikirler benimsemişse, bilim kurumlarının zararı nedir? Temel
araştırmaları destekleyen daha büyük toplulukların zararı nedir? Eğitim
sistemimize verilen zarar nedir?
Onyıllardır bize, özünde Güneş'in kontrollü bir hidrojen bombası olduğu söylendi. Fakat bugün Güneş hakkında farklı bir görüş ortaya çıkıyor ( Elektrik Güneş Teorisi). Yüzyıldan fazla zamandır laboratuvar deneyi ve sürekli olarak uzay çağı keşifleri akışı bu alternatif görüşü destekliyor. Destekçileri, Güneş'in elektrik alanının, birkaç metrede ölçülemeyecek kadar zayıf olmasına rağmen, Güneş'ten milyarlarca mil uzadığını söylüyor: Heliosfer içindeki toplam yük Güneş'i elektriksel olarak aydınlatmak için yeterli olabilir. Bu test edilebilir bir hipotez. Ancak testler bilmek isteyen yenilikçiler gerektiriyor.
Elektrik Güneş alegorisi. Ayrıca SAFIRE deneyi ile de bu teori laboratuvar ortamında test edilmektedir. https://www.electricuniverse.info/safire-project/
Elektrik
Evren, artık tüm bilimlere dokunuyor. Son yıllarda EE topluluğu, yaşam
bilimlerini laboratuvar ve uzay ortamında gözlemlenen elektrik konusundaki
keşiflere bağlayan “beden elektriği (Biyoelektirkten bahsediyor sanırım)” nin
giderek daha fazla farkına varmıştır. Yeni resim aynı zamanda güneş sistemi
tarihine, dünya tarihine ve dünyadaki yaşamın evrimine dramatik bir ışık
tutuyor. İlk atalarımız tarafından görüldüğü ve tarif edildiği gibi antik
gökyüzü bile yaygın olarak anlatılan hikayeye meydan okuyor.
Elektrik Evrene olan ilginin uyanışı, yanlış varsayımların ciddi sonuçlar doğurabileceğinin fark edilmesiyle başlar. 20. yüzyılın ikinci yarısında, zar zor tanımlanmış bir “bilimsel uzlaşma” yerleşmiş sorunların ortaya çıkmasına neden oldu. Fakat teorik yapı bir bütün olarak ne kadar güvenliydi?
Gerçekte,
birkaç temel hatanın verdiği zarar hesaplanamayabilir. Yanlış soruları sormak
için ne kadar bilim ve eğitim fonu harcanmıştır? “Yerleşik bilim” iddiaları
çoğu zaman sadece eski hatalarımıza takılı kalmamıza neden olur. Teorik
spekülasyonlar halkla ilişkiler ve finansal kontrollerle birleştiğinde,
bilimsel doğruluğu tehlikeye atabilirler.
Elektrik Evren, her yaştan ve yaşamın her kesiminden meraklı insanlara bir
davettir. Bir insanın sorabileceği her soruyu cevaplayamaz. Ancak ilgi
alanlarınız ne olursa olsun, önünüzdeki yolu temizleyip açmanıza yardımcı
olacaktır. En derin bilimsel sorularımızda, koşullu düşünce ve algı
katmanlarımızı ortaya çıkartacaktır. EE'in ne olduğuna dair biriken kanıtları
görmeye başlıyoruz. Doğanın kendisi bizi kapsamlı bir entelektüel devrime
çağırıyor.
Ek Kaynaklar:
Essential Guide to the Electric Universe – Chapter 3
The Electric Universe by Wallace Thornhill and David Talbott — Chapter 1
Thunderbolts of the Gods by David Talbott and Wallace Thornhill — Chapter 1
Evan Camp: Exciting Students with Unsettled Science | EU2013
TPOD Sept
2, 2013 Gravitation as Frog
OKUYUCU YORUMLARI
Eğer bir bilim insanıysanız çok fazla
önemsemelisiniz - aslında oldukça heyecanlı olmalısınız - çünkü
şuan, bilimsel açıklamalarda çok fazla kayıp olduğunu fark eden kritik bir
kitlenin aniden ortaya çıktığı eşsiz zamanlardan birindeyiz.
~ Bill Gardner, emekli bilim adamı
Eğer bir bilim adamı değilseniz, umursayabilirsiniz.
Çünkü EE çalışmaları, büyük dünyaların içinde daha küçük dünyaların olduğu bir
evrende, her şeyin anlamlı bir şekilde bağlantılı olduğuna dair kanıtlar
veriyor. Ölü kayaların ve boş alanların evreninde yaşamıyoruz.
~ Michael Clarage, Doktora, SAFIRE Proje bilimcisi
EE heyecanı bilime geri getirdi. Geleneksel teoriler pek
çok varsayım üzerine kuruludur ve çok şaşırtıcı şekilde gerçekten çok uzaktadırlar. EE, her şeyi
Maxwell’in elektrodinamik ve plazma bilimine geri getiriyor. Bu, laboratuarda
çalışabileceğimiz bir şey. Mühendisler her gün endüstride bunu kullanıyorlar.
EE, kozmolojiyi laboratuvara ve benim gibi sıradan insanların eline getiriyor.
~ James Sorensen, EU2014 sunucusu
Belki Kadimlerin teknolojisinin gizemlerini, insan
ırkının hikayesini, suyun iç dünyasını ya da Galaksiyi işaretleyen şeyin kilidini
açan anahtarı bulacaksınız. EE, öğretmenlerin gerçekleri aktarabilmeleri
için başka bir gemi olmak yerine, yaşınız ne olursa olsun sizi tüm dünyaya
fayda sağlayabilecek aktif bir araştırmacı olmaya davet ediyor.
~ Forrest Bishop
Önemsemek mi? Her türlü yeni şeyi keşfetmek için bu fırsatta
heyecanlı değil misiniz? Baktığınız her yerde evrenin nasıl görünmez bir
şekilde elektrikle beslendiğini öğrenin. Bilimi finanse eden insanlar,
önemsemeliler. Paralarının çoğu kara deliklerde kayboluyor.
~ Gerard Bik, Hollanda
Bölüm 3:
Elektrik Evrenin farkı ne?
Elektrik Evren (EE), yüklü parçacıkların tüm uzaya elektriksel iletken plazma olarak nüfuz ettiğini kabul eder. Nötr atomları oluşturan protonların ve elektronların aksine, plazma içerisinde yüklü parçacıklar atomik yapıya bağlı değildir. Bu serbestçe hareket eden yüklü parçacıklar, elektrik alanlarından, kütleçekimden etkilendiklerinden çok daha fazla etkilenirler. Yüklü parçacıkların toplam hareketi bir elektrik akımıdır.
20. yüzyılın önde gelen plazma bilimcisi Hannes Alfvén'di. Deneyleri, elektrik
akımlarının uzaydaki plazma davranışını anlamak için gerekli olduğunu gösterdi.
Bir elektrik akımı her zaman bir manyetik alan yaratır ve modern gözlemler
kozmos genelinde yaygın manyetik alanları ortaya çıkarıyor.
Uzaydaki enerjik olaylar, elektrik akımlarının ve ilişkili elektrik deşarjının
imzasıdır. EE perspektifinden bakıldığında, elektrik akımları yıldızlara güç
verir ve bazen yıldızların süpernova olarak patlamasına neden olur. Daha büyük
ölçekte, bu akımlar galaktik merkezlerdeki patlayıcı jetlerden sorumludur. Uzay
çağının büyük sürprizlerinin çoğu, Elektrik Evrenin temel tahminini destekleyen
elektriksel nedenlere işaret ediyor:
Uzayda enerjik olayları incelediğimizde, daima önceki teorinin bunları açıklama
yeteneğinin çok ötesinde elektromanyetik yoğunluklar bulacağız.
Modern teleskoplar bu olayları tam elektromanyetik spektrumda görüntüleyebiliyor.
Ayrıntılı plazma yapıları radyo, kızılötesi, ultraviyole ve X-ışını dalga
boylarında bulunabilir. Varsayımsal Big Bang'den ileri gelen kütleçekimi
kuramcıları, karmaşık yapıları ve ilişkili enerjileri asla beklemiyorlardı.
Yine de, birkaç on yıl önce Dr. Alfvén, standart teoriye bu meydan okumayı
öngördü:
Günümüzde, plazma işlemlerinden güçlü bir şekilde etkilenen son derece
beceriksiz, heterojen evreni, kütleçekimin egemen olduğu pürüzsüz, homojen Big
Bang'den elde edebileceğinizi hiç düşünmemiştim.
~ Anthony Peratt tarafından “Plazma Muhalifleri Dekanı” başlıklı makalede
alıntılanmıştır.
İki
yüzyıldan uzun süredir yapılan laboratuvar deneyleri, uzaydan yakın zamanda
yapılan keşiflerle birlikte, tüm gözlem ölçeklerinde plazmada elektrik
alanlarının ve elektrik akımlarının etkilerini göstermiştir. Bu etkiler yüklü
parçacıkların ve ayrık plazma hücrelerinin filamanlı akışlarına dikkat
çekmiştir. Uzayda hücresel sınırlardaki elektrik alanları (“çift katmanlar”
olarak adlandırılır) yüklü parçacıkları büyük hızlara hızlandırabilir ve
galaksilerin, yıldızların ve hatta gezegenlerin davranışlarını güçlü bir
şekilde değiştirebilir. Sadece son yıllarda uzay bilimcileri gelen yüklü
parçacıkların Dünya'yı ve atmosferini etkilemesinin birçok yolunu keşfetmeye
başladılar.
Plazmada içerisindeki Birkeland akımı olarak adlandırılan bir elektrik akımı,
akımı filamentlere sıkıştırarak kendi etrafında bir “koza” oluşturur. Bu
filamanlar birbirinden uzaktayken birbirlerini çeker ve yakınken iterler, birbirlerinin
etrafında spiral olan filaman çiftleri üretirler. Çiftler birleştikçe, büyük
mesafeler boyunca elektrik gücü iletebilen ve madde konsantrasyonlarına spin
kazandıran kablolar oluştururlar. Geleneksel teoriler, uzaydaki tüm bedenlerin
neden döndüğünü hiçbir zaman yeterince açıklamamıştır.
Yeni
gözlemsel araçların yardımıyla, bu filamanlar:
• Galaksiler arasındaki radyasyon ve manyetizma köprüleri
• Samanyolu'nun yerel kolu boyunca parlak yıldız formasyonu dizileri
• Yıldızlardan ve galaktik çekirdeklerden jetler
• Yıldız bulutsusunun kum saati şekli
• Nebular bulutların aydınlık “saçları”
• Kuyruklu yıldızların kuyrukları
• Venüs'ün plazma kuyruğu, Dünya'ya uzanıyor
• Gezegensel Auroralar
Bu fenomeni anlamak için, Elektrik Evren plazma laboratuvarı deneylerini
kullanır. Plazmanın belgelenmiş davranışı, uzayda elektrik akımlarının
keşfedilmesinden önce formüle edilen birçok çağdaş fikre meydan okur.
Newton'un kütleçekim merkezli varsayımını düzelterek, Elektrik Evren bizi daha
büyük elektriksel bağlamlarında yerel fenomenlerin ötesini görmeye davet
ediyor. Şimdi kozmos genelinde belirgin olan, elektromanyetizmanın filamanlı
ağı, uzayda adaların olmadığını teyit ediyor. Galaksilerin oluşumu, yıldızların
doğuşu ve gezegen sistemlerinin gelişimi elektrik gücünün etkisi altında
gerçekleşir. Bu elektriksel katkının tanınması, Elektrik Evrenin ayırt edici
özelliğidir.
Ek
Kaynaklar:
Essential Guide to the Electric Universe
The Electric Universe by Wallace Thornhill and David Talbott — Chapter 1
Thunderbolts of the Gods by David Talbott and Wallace Thornhill — Chapter 1
Dr. Michael Clarage: Earth’s Electric Environment | EU2014
TPOD Mar 10, 2014 Astral Forge
Yorumlar
Yorum Gönder